[rohrpost] 13. Sept. 2009; Metrobus to Ü sk ü dar | 11th Int. Istanbul Biennial 2009, Paneldiscussion at Art Production Center Kad ž rga Meydan ž , 2 - 4 pm

Sebastian Baden sebastianpbaden at yahoo.de
Sam Sep 5 02:26:12 CEST 2009


Metrobus to Üsküdar –
> Conducting Perspectives in Contemporary Art
> 
> Panel Discussion parallel to the opening of the 11th International Istanbul
> Biennial 2009
> The University of Arts and Design Karlsruhe and the Istanbul 2010 Art
> Production Center Istanbul
> September 13th, 2009, 2 – 4 pm
>  
> Program / Participants
> 
> Introduction
> Martin Schulz (Karlsruhe)
> 
> Moderation
> Beat Wyss (Karlsruhe)
> 
> Panel Discussion Members:
> Victor Burgin (London)
> Beral Madra (Istanbul)
> Bureau d’ Etudes (Paris)
> Devrim Bayar (Brussels)
> Ludwig Seyfarth (Berlin)
> Nazli Gurlek (Istanbul)
> Marcus Graf (Istanbul)
> Hortense Pisano (Frankfurt)
> Olga Kopenkina (New York)
> Nesrin Tanc (Duisburg)
>  
>  
> Location          Istanbul 2010 Art Production Center
>                         Kadırga Meydanı
> Date                September, 13th 2009
> Time                Opening 2:00 pm
>  
> 
> 
> There is no metrobus going to Üsküdar – not yet. In the era of global trading,
> global playing and global thinking, a short “subway track” has become a
> metaphor in terms of bridging cultural differences. Undermining the Bosporus,
> the ancient route of trade and the border between Europe and Asia, this
> traffic line is supposed to be a shortcut in travelling and working.  The
> bridges that have been connecting both parts of Istanbul still maintain their
> function; yet, not the bridge is symbol to cover the gap anymore, but the
> subway, making the demarcation still recognizable to the passer-by, yet
> invisible to the rest of the population. It is the cultural and literal
> underground that always provokes assimilation, changes and development in
> different perspectives only to emerge in mainstream discourse, seemingly out
> of nowhere. Avantgarde art at first operates in a clandestine fashion, then
> the “word spreads” and it gains public recognition. Via material and mental
> images, groups, civilizations, families and communities identify and unify
> under the auspices of consumption. Iconography and iconoclash dialectically
> frame the history of the production and perception of images. Byzantine
> Mosaic, Muslim calligraphy, modern architecture and advertisements are
> situated closely together at a place like Istanbul – a compulsive seduction
> for contemporary art. Hence, images and artifacts reflect their powerful
> historiographic surroundings, thereby showing the circumstances of artistic
> production. 21st century culture is dependent on movement and speed. But
> simultaneously and paradoxically, it is also based on passivity. Public
> transport, Public relations, production and consumption only unfold their true
> potential via the notion of the passenger, a person who is moving without
> immediate action. He or she epitomizes the working-class hero, the member of
> the mass, the salaryman. These are leitmotifs for a criticism in political
> theory, subculture, haute-couture and art history. From modern Avantgarde to
> contemporary counter culture, speed has been conducting changes. Epiphanies
> and concepts like teleportation, telecommunication and “remote control” both
> result from the urge to move mankind faster between heaven and earth. The news
> have been spread by messengers, hidden by enigmas of symbols, ciphers and
> closed up by seals. But speed still is a privilege for the happy few.  The
> crowd is caught in slow-motion, getting to work, getting home, trapped in
> their construction of subjectivism and so-called ‘individualism’. Perhaps,
> only a work of art has the potential to break through this rather limited
> horizon of action –or, better ‘non-action’- and to provoke attention. At the
> end of art-history, image theories trickle down to the discourse of
> subcultural activity, revealing inconspicuous ideas of meaningful pictures.
> Obviously, this is only a superficial phenomenon, incorporating a symbolic
> reference to art histories rich entanglement in suspense and mysticism.
> However though, no final destination is yet to be reached.
> The panel entitled „Metrobus to Üsküdar – conducting perspectives in
> contemporary art” aims to focus on the ideas outlined above, the structures of
> contemporary life and artistic production. Exhibitions like the Istanbul
> Biennial drive attention to these conditions of human existence by recalling
> modern poetry and its political gesture and begging the question of „what
> keeps mankind alive?“.  In the context of this artistic expression, we would
> like to suggest an additional, theoretical approach in the context of the
> image, to re-negotiate image science and its contemporary status after the
> iconic turn (Mitchell) and the end of art-history (Belting). Having the city
> of Istanbul and its historical character as a background, we seek to merge a
> variety of perspectives on contemporary art in order to explore new methods of
> transcultural understanding within the use of images.
>  
>  
>  
> Üsküdar’a giden metrobüs yoktur – yani henüz yok. Küresel ticaret, küresel
> hareket ve küresel düşünce çağında kısa bir metro hattı kültürel farklıkların
> köprülenmesi açısından bakıldığında  bir metafora dönüştü.  Günümüzde altı
> kazılarak bir geçit olurşturulan, eski zamanlardan beri  varolan ve günümüzde
> de  kullanılan ve aynı zamanda Avrupa-Asya arasındaki sınır olan Bosporus
> ticaret hattı, seyahat ve çalışma için gereken zamanı kısaltmak ile yükümlü.
> İstanbul'un iki yakasını birbirlerine bağlayan köprüler, işlevlerini henüz
> sürdürüyorlar, ancak görünen o ki; boğazın sembolü artık köprüler değil, tüp
> geçit olacak. Kültürel ve gerçekçi yeni akımlar, her zaman asimilasyonu,
> değişimi, gelişimi ve bunların farklı perspektiflerini teşfik ederler.
> Avangard öncelikle gizli calişip, sonra mesajını genele yayar. Grup
> mensupları, medeniyetler, aileler ve tüketim toplulukları resimlerin ve
> zihinsel görüntülerin üzerinde kendilerini teşhis ediyorlar ve birleşiyorlar.
> Resmetme (Iconography) ve uyuşmasızlığı (Iconoclash) mantikli bir şekilde
> resimlerin üretim ve algılama tarihini çerçeveliyor. Bizans mozaiği, İslam hat
> sanatı, modern mimarlik, çağdaş reklam ve tanıtım sektörleri İstanbul gibi bir
> mekanda yanyana dururlar – Çağdaş sanat için mecburi bir baştan çıkarma. Bu
> yüzden, resimler ve yapay dokular, bulundukları iktidarli ve tarihi çevreyi
> yansıtarak, sanatsal üretimin koşullarini göstermektedir. 21. yüzyılda kültür
> harekete ve hıza bağımlıdır. Ama eş zamanlı olarak da, hareketsizliğe
> dayanıyordur. Kamu taşımacılığı, halkla ilişkiler, üretim ve tüketim sadece
> bir yolcu, yani  hareket  etmeden ilerleyen bir kişi ile gerçekleşiyor.  Bu
> işçi sınıf kahramanı, siyasal teorilerde, subculture, haute-couture ve sanat
> tarihi eleştirilerinde leitmotive (anatema) olarak yer alır. Modern
> avangardtan çağdaşliğa aykırı düşen kültüre kadar her yerde, hız değişime
> bağlanmıştır. Epiphania ve ışınlama, insanlığın gök ve yer arasında daha hızlı
> ilerleyebilmesi için, iç güdünün sonucudur. Harflerin ve mühürlerin
> gizemlerinin kapsamı altında, bilgiler ve sayılar haberciler tarafından
> yayılırlar. Ama hız hala şansli bir azınlığın imtiyazıdır. Kalabalık işe
> giderken, eve giderken, kişisel bakış açısını  korurken, slow-motion moduna
> yakalanmış durumdadır. Belki, sadece basit bir sanat eseri bu ufuğu yarıp
> geçer ve ilgi talep eder. Sanat tarihinin sonunda, resim teorisi yeni akıma
> ulaşır ve bugüne dek farkedilmeyen fikirlerin manalı resimlerini açığa vurur.
> Belli ki, sanat tarihindeki, belirsizliğe ve farklılığığa yol açan, gerçekten
> bu karşıt perspektiftir. Buna rağmen, istikamet (destinasyon) görünürlerde
> değil. 
> “Üsküdar’a metrobüs. Çağdaş sanattaki perspektifleri bağlamak” adı altındaki
> kongre ve panel konusunda, yukarıda bahsedilen güncel hayata ve sanatsal
> üretim biçimlerine odaklanılması bekleniliyor. İstanbul Bienali tarzinda
> sergiler, bu insan mevcudiyetindeki belirtilerini modern şiir sanatını ve
> siyasi jestini "Insan Neyle Yaşar?”ı anımsatarak dikkati cekiyorlar.  Bu
> durumdaki sanatsal dışa vurumda, biz, resim bilimlerinin çağdaş statüsünü
> iconic turn’den (Mitchell) ve sanat tarihinin bitmesi ile (Belting) birlikte
> müzakere etmek için, resim faaliyeti ile mütemmim, kurumsal bir yaklaşım
> önermek isteriz. İstanbul gibi bir şehri ve onun tarihi karakterini arka
> planda düşünerek, biz resim kullanma konusunda, trans kültürel anlayiş
> içerisinde, yeni metodlar keşfederek çağdaş sanattaki çeşitli perspektifleri
> birleştirmeye çalişiyoruz.
> 
> 
> 
>  
> Hochschule für Gestaltung Karlsruhe
> University of Arts and Design
> Sanat ve Medya Üniversitesi Karlsruhe
> Buket Altinoba, Sebastian Baden, Deniz Yenimazman
> Lorenzstraße 15
> D 76135 Karlsruhe
> buket.altinoba at googlemail.com
> sebastianpbaden at yahoo.de
> dyenimazman at hfg-karlsruhe.de
> www.hfg-karlsruhe.de
>  
> 
> 
> İSTANBUL 2010 
> Avrupa Kültür Başkenti
> European Capital of Culture
> Visual Arts Director
> Beral Madra
> İstiklal Caddesi Atlas Pasaji
> No: 131 Beyoğlu 34435
> İstanbul-Turkey
>  
>  
> 
> 
> 



> 
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>  
>